Erdem Yalçın

Bla Bla Bla...
2016-2017 yılının en iyi film sitesi olan hdfilmkanali ile karşınızda bulunuyoruz. Sitenin çok kategorili olması ve her türlü filmi barındırması izleyicilerini, kullanıcılarını memnun ediyor. Ücretsiz seyretme keyfini üstelik reklamsız sizlere hediye ediyor. Ailenizle seyredebileceğiniz, gün içinde canınız sıkıldığında "bir film izleyeyim bari" dediğinizde ziyaret edeceğiniz tek sayfa hdfilmkanali sitesidir. Sizler için gelişmiş tasarımıyla ve görüntü pikselleri açısından her projeyi 1080p kalitesine getirip sizlerin seyrine sunuyor. Eğer bundan memnun değilseniz net hızınız yavaşsa kota dostu alternatifini de seçeneklere ekleyip düşebileceğiniz her durumu düşünerek hareket ediyor. Diğer yandan adminlerimiz çok ilgili olmakla birlikte istediğiniz filmleri alternatifine göre, isteğinize göre şekillendirip ekleyebiliyor. Örnek verecek olursak bir filmin sadece orjinal dili varsa türkçe altyazılı seçeneğini en kısa süre içinde bulup siteye ekliyor. İlgimiz sizlerin rahatını sağlamak için ve ekranlarınıza istediğiniz filmi getirmek için var. Sinemada vereceğiniz parayı evinizde güzel bir şekilde filminizi yüksek kalite seçenekleriyle seyredebilirsiniz. Sizleri sayfamıza davet ediyor, aynı zamanda görüş ve yorumlarınızı bekliyoruz. İyi seyirler dileriz.



Bugünkü yazımızda daha önceden perfonmans açısından yorumladığımız bir model olan Renoult 9'u yazımızda tasarım açısından değerlendireceğiz. İlk olarak Renoult springten başlıyıp Renoult 9'un orta kasasından bahsedeceğiz. (Tasarım Olarak)


Renoult Spring

Renoult springi tasarım açısından kabaca anlatıcak olursak kareler üzerinden tasarlanmış bir araç demek tam anlamıyla doğru bir söylem olur. Aracın öntarafına baktığımızda klasik sade kare yapıda olan ön farlar. Farların hemen kenarlarında turuncu veya şeffaf renklerde iki seçenek bulunacak şekilde iki adet sinyal ve farların hemen ortasında siyah plastikten yapılmış olan ızgaralar. ve ızgaranın tam ortasın konumlandırılmış amblem yer alıyor. Ön tamponda baktığımızda siyah plastikten yapılmış boya kullanılmamış bir tampon bizi karşılıyor. Bu ön tmaponda iki adet sis farına yer verilmiş. Yazımızın başındada söylediğimiz gibi siyah yapılar bu sis farlarındada kullanılmış. Ön plaka tamponun tam ortasına denk gelicek şekilde konumlandırılmış. Üretildiği dönemde eminizki bizim şuan çok sade bir araç olarak değerlendirdiğimiz spring o dönemlerde oldukça iyi yorumlar almıştır. Kendi döneminde iyi bir kitleye sahip olan araç günümüzde yaşından dolayı trafikten artık çekilmeye başladı. Konumuza dönücek olursa tamponlarda ve arkaya doğru uzanan çitalarda ardından arka tamponda son bulan kırmızı parlkar çizgiler araca değişik bir karater katmış. Kapı kollarına bakıcak olursak kare plastik kapı kolları kullanılmış. Ve Renoult 9 modellerinde kullanılan klasik bir özellik olan arka bağajdaki spoyler ilk olarak bu modelde kullanılmış ve çok iyi yorumlar aldığı için diğer üst modellerdede kullanılmış. Ancak diğer araçlardada ele alacağımız bu detay üst modellerinden farklı olacak bir şekilde aracın renklinden farklı olacak bir tarzda hiç boyanmadan direkmen siyah parça ile konumlandırılmış. Arka stoplara bakıcak olursak araç üstünde sürekli bahsettiğimiz gibi yine yine yeniden kara yapı kullanılmış. Bu stoplarla orta kasadada karşılacağımızın spoylerinide verelim şimdiden.
Aracın jantlarına geçtiğimizde ise üstünde 13 inçlik fabrika çıkışı jantlar bulunuyor.


Renoult 9 (1995-1997) 

Renoult 9'un bu kasası kullanıcılar tarafından orta kasa olarak tabir ediliyor. ORta kasa olarak tabir edilmesinin sebebi ise Renoult 9 adına çıkan 3 adet kasa türünün ikinci sırasında bulunması.
Herneyse tasarımına geçtiğimizde ön planda araç karesel yapıdan tamamen kurtulamasada kendine has simetrik hatlara kavuşmaya başlamış bile. Aracın farlarına baktığımızda iç kısmına gelen tarafta panjurdan tarafa doğru giden yatık bir çizgi kullanılmış. Ancak bu ayrıntı panjur dede kullanılmış. Panjurda ise üst tarafına gelen ucunda farın içinden doğru başlıyan ve içeri doğru küçülen bir yapı kullanılmış. Aynı zamanda panjurun tasarımına baktığımızda iki parçadan oluştuğunuz görüyoruz. Yeni kasasında ızgaraları iki ye bölmüşler. Panjurun üst kısmında araç ile aynı rengte olan bir parça konumlandırılmış.  Bu parçanın hemen ortasında küçük parlak Renoult amblemi yer alıyor. Bu parçanın hemen altında siyah plastik parçalardan yapılmış olan ızgaralar yer alıyor. Ön tampona baktığımızda ise Spring modelinde bahseetiğimiz özellikerin aynısı bu araçtada geçerli ancak sebebini anlıyamadığımız bir şekilde bu modelde ön tamponda sis farı konumlandırılmamış.
Gelelim arka tarafa. Arka tasarıma geçtiğimizde ilk dikkati çeken spoyler Spring modelinde siyah plastik parça kullanılırken bu modelimizde araç rengine boyanmış bir parça kullanılmış.
Stoplara vesayle baktığımızda pek fazla değişiklik görülmüyor.




Bmw 116d'nin birinci nesil aracı oldukça beğenilmişti. Ciddi anlamda bir hayran kitlesine sahipti. 
Aracımızın geçirdiği makyaj operasyonundan sonra daha önceden yumuşak hatlara sahipken artık daha keskin hatlara kavuşturulmuş. Ön taraftan anlatmaya başlıyıcak olursak çamurluklaradan başlıyarak ön tarafa doğru giden farlar içeri doğru gittikçe genişlemeye başlıyor. Yazımızın başlarında bahsettiğimiz gibi ön farlarda keskin hatlar hakim. Ön ızgaralara bakıcak olursak BMW'lerde efsaneleşmiş olan böbrekleri bu modeldede görüyoruz. Tampon tasarımına geçtiğimizde ise en alt kısımdaki detaylandırma çok iyi olduğunu söyliyebiliriz. Yanlardan ortalara doğru gidildiğinde yukarı doğru giren çukur içine yerleştirilmiş farça ve arada kalan siyah boşluk araca ayrı bir hava katmış. Bu siyah boşluğun hemen üstünde plaka yer yer alıyor. Bu bahsettiğimiz ayrıntıların hemen üst kısmında sağda ve solda iki adet sis farları mevcut. Sis farları siyah içeri doğru uzayan parçalarla bütünleştirilmiş.Biz bu siyah parçaların gereğinden büyük olduğunu düşünüyoruz. 
Ön kaputa baktığımızda uç kısımlarından farlara birleştirildiğini görüyoruz. Yan aynalara geçtiğimizde ise üst kısımları araç ile aynı renklere sahipken alt kısımlarına geçtiğimizde ise siyah plastik parçalarla karşılaşıyoruz. Şahsen bizim görüşümüz led sinyallerin araç renginde bulunan kısıma değilde siyah parçaların üstününe bulundurulması araca elit bir hava katabilirdi. 
Ön kısımdan arka tarafa doğru baktığımızda yanlardan uzanan yumuşak çizgilerin içeri doğru bükümlü olduğunu görüyoruz. Arka kısıma geçicek olursak Wolsvogen Polo'ya benziyen stop lambaları değiştirilmiş ve yerine daha büyük stop lambaları yerleştirilmiş. Aynı zamanda arka stoplar bağaj kapağına kadar uzatılmış. Türkiyede 4 adet donanım seçeneğiyle ve Urban Line, Sport Line, M Sport gibi 3 özel paketle satılıyor. 


13 Kasım 2006'da avrupada 2007 yılının otomobili seçilen Ford S-MAX yeni yüzüyle 2016 da karşımıza çıkıyor. Zamanında hem sportif hem aile aracı hemde çeşitli ticari işlerde kullanılması için üretilen bi nevi çok amaçlı bir araç olarak kabul ediceğimiz bir model. Yeni yüzünde Ford S-MAX bir tutam klasik ford tiplerinden benzerlik gösterirken bir yandanda biraz farklı bir aleme gitmiş ve gıcık edici kızlar vardır ya hani işte o tiplere benzer bir karaktere bürünmüş. Ama gerçekten yeni nesil otomobilllere yakışır bir görünüme girmiş. Hani otomobil tutkunlarının yeni çıkan araçlara karşı klasik sözleri vardır ya "mübarek uzay gemisi bee" cümlesini kesinlikle hakediyor.  Ön tarafa baktığımızda ilk dikkatimizi çeken şey Ford'un geçtiğimiz zamanlarda daha öncedende kullanmış olduğu büyük kromajlı ızgaralar. Bunun yanında tamponda kullanılan yarı yumuşak, yarı keskin çizgiler araca elit bir hava katmış. Sislere bakıcak olursak, normal yuvarlak sis farları ve bununla beraber siyah plastik parçadadan yapılmış olunan çerçeveler bulunuyor. sis farlarının hemen yanında tamponun alt taraflarında siyah bir bölüm daha yer alıyor içeri doğru bükümlü olan bu parça aracın boş bir görünümü olmasını engellemiş, gayet güzel bir ayrıntı olduğunu söyleyebiliriz. Bu parçanın hemen üstünde ızgaranın altında plaka bulunuyor. Ama bu plakanın çok göze battığını söyliyebiliriz. Diğer modellerde görüldüğü gibi tamponun en alt kısmında bulunabilirdi. Bu detay araca sportif bir görünüm katabilirdi. Kaput tarafına baktığımızda ise sanki bir "M3 E92" detayı görür gibi oluyoruz, camın yakınında bulunan bir şişiklik farkediyoruz, bu detay kaçınılmaz bir olay olmuş .Gerçekten hoş bir görünüm katmış.Ön farlara baktığımızda ise yazımızın en başında söylediğimiz gibi gıcık, kaprisli kızlar olur ya tam öyle bir karaktere sahip ama etkileyici bir görünüm katıyor. Farların üst tarafında bulunan kromaj detayların araca elit bir hava kattığını söyliyebiliriz. Arka tarafa baktığımızda ise büyük bir süprizle karşılaşıyoruz. Araçta çift çıkışlı egzoz görüyoruz. Bu gerçekten çok şaşırtıcı bir detay olmuş. Kendi sınıfında çok fazla görülemeyen bir detay olduğunu söyliyebiliriz. Bununla birlikte arka tamponda bulunan iki tane ince ve küçük kırmızı detaylar araca adeta ticari bir araç havası katmış. Biraz daha yukarlara çıktığımızda ise ön tarafta bahsettiğimiz karakteri arka taraftada hissettirmişler. İnceltilmiş stoplar, üstünde aracın modelinin yazılmış olduğu kromaj bir parçayla birleştirilmiş. Bu detay parçalar arasında bütünlük sağlamış. Bu kromaj parçanın hemen altına plaka yerleştirilmiş. Plakanın hemen altında bağaj açma kolu bulunuyor. Arka camın üstünde sevdiğimiz bir detay olan tekli stop bulunuyor.
İlerleyen günlerde S-MAX ile trafikte bol bol karşılacağımızdan eminim.




Piyasada bulunan tüm elektirikli otomobiller gibi Zoe ide kendine has bir tarza sahip. Gelecekten gelen bu araç tam anlamıyla küçük enişte lakabına uyuyor. Küçük ama sinirli. Küçük etkisini büyük bir şekilde hissettiriyor. Ön tarafa bakıldığında tombul bir tasarıma sahip olan ön tampon alt taraflarda plaka ve onun hemen arkasında normal boyutlarda bulunan siyah ızgara ve kenarlarında mavi siyah çizgilere sahip . biraz yukarlara çıktığımızda pek gözümüze alışık gelmiyen tasarıma sahip led gündüz farları yerleştirilmiş. Bir tık daha yukarı çıktığımızda ince ve keskin hatalara sahip olan farları görüyoruz. Ve onun hemen yanında farlarla birleştirilmiş siyah parçalar ve bu parçalarla birleştirilmiş Büyük parlak Renoult amblemi yerleştirilmiş. Araçta kullanılan mavi detaylar çevreci yapısını göz önüne koyuyor. Aracın yan tarafına baktığımızda arka kapıları tıpkı Clio'daki gibi kapı kolları C sütununa gizlendiğini görüyoruz. Bu detay arkalara doğru gidilirken araca sportif bir görünüm katmış.
İç mekana baktığımızda ise ferah bir mekan karşılıyor bizi. Yolculara ve şoföre verilen alan gerçekten sıkıntısız. Çevresi mavi led ler ile süslenen klima opsiyonları sıkıntısız ve anlaşılır bir şekilde kullanılabiliyor. Torpido kapağı üzerindeki kutucuklara parfüm karttuşlar yerleştirilebiliyor ki saten Renoult'un yaptığı bu çalışma iç mekanın kalite çitasını katsayısını yükseltmeye yetiyorda artıyor. Bir nevi ev sahipliği yapan orta konsoldaki ekrandan araç ile ilgili bir çok bilgiye ulaşılabiliyor.Aynı zamanda bu multimedya özelliğinden Twitter'a girebilir Maillerinizi kontrol edebilirsiniz veyahut Facebook tan bildirimlerinize bakabilirsiniz.



Seat Loen'un görünümü açısından kullanıcılar tarafından çok iyi yorumlar alıyor. Aracımıza önden baktığımızda HB karoserli kasasından pekte farklı olduğu söylenemez. Modeldeki en iyi detay ise tüm herkesin dikkatini çektiği gibi bizimde dikkatimizi aşırı çekti gündüz led aydınlatmaları. Normalde Audi'den görmeye alışık olduğumuz keskin ve kışkırtıcı gündüz led aydınlatmalarını Seat bu modelinde kullanıcılara sunmuş iyikide sunmuş. Devam edicek olursak bu modele keskin ve yırtıcı detaylar isminin hakkını veriyor. Yan aynalarda gördüğümüz siyah detaylar araca ayrı bir kalite katıyor. Yine ön tampondaki sis farları keskin bir yapıya sahip. Bununla birlikte sis farlarının yanları ve çevresi siyah bir parçayla süslenmiş bu siyah parça ön çamurluk, marşpiyeller ve arka çamurlupa ordanda arka tampona kadar devam ediyor. Bu detay araca bir bütünlük katmış. Bu siyah detaylar araca dışardan gelebilecek yollardan sıçrayan taş veya başka türten parçalara karşı aracının boyasını koruyor. Tabi bu sportif görünümün yanında gelen çok kollu jant yapısı bu estetikliği destekliyor ve daha bi sportif hava katıyor.  Arka bölüme geçicek olursak stoplar bağaj kapağına kadar uzatılmış. Bu sportiflikte olmassa olmaz bir parça olan cam üstü spoyler bu modelde de yerini almış.
İç mekana gedçildiğinde ise diğer Seat ailesiyle birebir aynı yapıya sahip. Gösterge panellerine bakınca daha süper sport ve okunaklı bir yapıya sahip. Blutooth özelliği sayesinde akıllı telefonunuzu aracın müzik sistemine bağlıyabilir ve telefonunuzun hafızasında bulununan veya internet seçiçeğiniz şarkılar veyahut ses kayıtlarını burdan dinleyebilirsiniz. Aynı zamanda bu özellikle telefonunuzu bağladıktan sonra aracın ses sisteminden telefon görüşmelerinizi yolculuk sırasında rahat bir şekilde yapabilirsiniz. Buda size büyük bir kolaylık sağlıyabilir. Ayrıca orta konsoldaki ekran sayesinde aracınız hakkında bir çok detaya ulaşabilirsiniz. İç mekanda kullanılan malzeme kalitesine bakıcak olursak sert yapıya sahip olan parçalar kaliteli ve elit diyebiliriz. Ortadaki konsolun altında klima kontrol düğmeleri yer alıyor. Baş ve diz mesafesinde herhangi bir sorun görülmüyor. Seat Leon X-Perience, 587 litrelik bir bağaj hacmine sahip. Son olarak şunu söyleyebiliriz bu araç kesinlikle özel insanların sahip olabileceği bir araç.







Dış tasarım olarak genel olarak tofaşı andıran lada samara çoğunlukta karerimsi yapıya sahip bir araç. Rus üretimi Lada'nın plastik ön tamponunda içe doğru bükümlü bir yapıya görülüyor.
Kendi sınıfındaki araçlarda çoğunlukla kullanılmayan far silecekleri bu araçta görmek mümkün.
Ülkemizde pek gerekli olmasada Rusya'da şart olan bu detay zamanında iyi bir özellik olarak kullanıcılara sunulmuş. Aracın yerden yüksek bir yapıya sahip olması çeşitli engebeli yollarda kullanıcıların rahat etmesine büyük katkı sağlıyor. Broadway tarzı yukardan aşağıya doğru içe bükülen ön ızgaralar dikkat çekiyor. Ön ızgaranın ortasına konumlandırılan Lada logosu dikkatleri çekmekte zorluk çekiyor. Farlarla yan yana bulunan sinyallar diğer sınıfındaki araçlar gibi yan çamurluklara koyulmaktan kaçınılmış. Bu detayda Lada'yı özel kılan bir detay.
Konfora geçicek olursak yok deyip geçmek son derece mantıklı. Hidrolik olmuyan direksyon, sert süspansiyonlar, rahatsız koltuklar, sağdan soldan gelen Lada'larda klasikleşmiş gürültüler, malzeme kalitesizliği, kötü ses yalıtımı gibi etkenler yüzünden son derece konforsuz bir araç olmuş. Kullanıcıların en çok şikayetçi olduğu bir özellik direksyon sertliği diğer sınıfndaki araçlar gibi hidrolik olmadığı halde ufak bi yumuşaklık sağlanması gerekirken bu araçta son derece sert bir direksyon bulundurulmuş.
İç tasarıma bakıcak olursak dışardan görüldüğünün aksine son derece geniş bir mekana sahip. Ön konsoldaki malzeme ve işçilik kalitesi oldukça kötü bir vaziyette. Aracın dışardan bakıldığında yüksek görünmesine rağmen içeriye oturulduğunda kendinizi yere oldukça yakın hissediyorsunuz.
Ladadaki en önemli özellik ise Rus araçlarında genellikle görülen kalorifer. Kışın aracı çalıştırdan sonra 2 dakika beklerseniz kalirofer açmaya gerek kalmıyor motor ısısı bile yetiyor birde üstüne kalorifer açında aşırı sıcak oluyor ve sıcaktan bunalmaya başlıyorsunuz. Camlara sarılıyorsunuz bir anda. Sanki sobanın dibine oturmuş gibi hissediyorsunuz. Arka bağaj hacmine geçicek olursak bizim incelediğimiz araçta stepmeye simit tüp takılmıştı ve yedek latik bağajın içinde duruyordu buna rağmen yeterli bir bağaj hacmine sahipti.
Yedek parça bulunabilirliğine bakıcak olursak Türkiyede nerde olursanız olun bu araçlara yedek parça sıkıntısı yok bakkaldan dahi bulunabilir.